Gıybet günah mıdır essahtan?

  İnsan ne zaman doğruları yanlış, yanlışları doğru görmeye başladı esaretini de kendi elleriyle egemenlere teslim etti.

     Bunu neden mi söyleme gereği duydum?

     Şundan:

     Geçen gün ‘gıybet’ kelimesini duyunca üzerinde bir kez daha durdum, düşündüm, sorguladım.

     Bu da bizim doğru bildiğimiz bir yanlışımız.

     Gıybet Arapça kökenli bir kelime!

     Şimdilerde bu kelime pek kullanılmıyor, bunun yerine ‘çekiştirme’ ve ‘dedikodu’ kelimelerini kullanıyoruz, bunda da iyi yapıyoruz. En azından dilimizi Arapça kelimelerden arındırmış oluyoruz.

     Anlamı nedir?

     Kötüleme, yerme, çekiştirme; yani bir kimsenin ayıbını arkasından söylemek, aleyhine konuşmak, asılsız sözler söylemek.

     Halk arasında bu durum ayıplansa da, edepsizlik ve basitlik olarak görülmesi yanında, İslam’ da boş durmamış en büyük günahların arasına sokmuş ve şöyle demiş Hucurat suresinin 12. Ayetinde:

     “Gıybet yapmak ölmüş kardeşinin etini yemeye benzer.” Devam edelim ayeti okumaya: “Ey iman edenler! Çokça zan etmekten kaçınınız, şüphe yok ki zannın bazısı günahtır ve birbirinizin kusurunu araştırmayınız ve bazınız, bazınızı gıybet etmeyiniz. Sizden biriniz, ölü kardeşinizin etini yemeyi sever mi? –Bilâkis- onu çirkin görmüş olursunuz. Artık Allah’ tan korkunuz, şüphe yok ki Allah tevbeleri kabul edicidir, çok esirgeyicidir.”

     Muhammed’ de şöyle der:

     “Söylediğin sıfat eğer kardeşinde bulunuyorsa gıybet etmiş olursun (Çekiştirmiş, dedikodu yapmış, ayıbını arkasından söylemiş olursun), bulunmuyorsa iftira etmiş olursun.

     Bir gün Aişe Muhammed’ in yanında bir kadından söz eder ve der ki, “kadının boyu da ne kadar kısa.” Kocası hemen ihtar eder, “Bu gıybete girer,” der.

    İslam önlemini daha da sağlamlaştırır, gıybeti dinlemekte ‘haram’ der. Gıybet yapanı ya dinlemeyeceksin, uyaracaksın, ya oradan uzaklaşacaksın, eğer uzaklaşamıyorsan o meclisten ve uyaramıyorsan başka şeylerle meşgul olacaksın, hoşnutsuzluğunu göstereceksin. Bunu da En’ âm suresinin 68 ayetinde söyler.

     Bu durumda, “Cami de içki içtiler,” demekte Gıybete girmiş oluyor.

     “Bunlar iktidara gelirse Dinayet İşleri Başkanlığını kapatacaklar,” demekte.

     “Bunlar iktidara geldiklerinde erkekle erkeği, kadınla kadını evlendirecekler,” demeleri de.

      “Bunlar mum söndü yapanlardır, onlarda ana baba kavramı yoktur,” demekte.

     Yapmadıklarını yapmış, yapmayacaklarını da yapacak gibi söylemek, buna insanları inandırmaya çalışmakta iftiraya girer.

     Bir insan evladı bir insan evladına bu haksızlığı yapması insanlıkta yeri yoktur; ama amaç hedefe ulaşmaksa eğer, bunun içinde her yol mubah diyorsan bu başka; yoldan çıkmışsın, ahlaksızlığa sapmışsın demektir.

     İşte bu edepsizliğe, iftiraya, haksızlığa, kötü niyete girer, gıybete girmez.

     Gıybet bilgi aktarımıdır, bilmeyene, duymayana bilmesi gerekeni söylemektir.

     Birinin boyu kısaysa kısa demek, zayıfsa zayıf demek, hırsızsa hırsız demek, yalancıysa yalancı demek,  tecavüzcüyse tecavüzcü demek, zorbaysa zorba demek bir gerçeği dile getirmektir.

     Son yirmi bir yılda çocuk istismarı yüzde dört yüz artmış, kadın cinayeti, hırsızlık, dolandırıcılık, soygun, işsizlik, yoksulluk, yalan dolan, din tüccarlığı, şiddet… Bunların gıybetini yapmak haram mı, günah mı?

     Peki, neden gerçeği –gıybeti- dile getirmek yasaklanmış, dinen de haram sayılmış?

     Gerçeklerin, doğruların dillendirilmesinden korkulduğu için.

     Gerçeklerin üstü örtülmek bu yüzden, itibarsızların yanılsamalı itibarlarını toplum nezdinde sarsılmamalı.

    Gıybete devam edeceğiz ta ki kötülük yenilinceye kadar!

    İtibarsızların itibarsızlığını her yerde dillendireceğiz.

Bunları da Okuyabilirsiniz

DEVLETİ KAYITSIZ ŞARTSIZ SEVİN…

Her insan yaşamı boyunca iki devlete sahiptir; 1-Sınırları içinde yaşadığı kurumlarıyla bağlı ve sorumlu olduğu …

One comment

  1. abdulkadir bulutbeyaz

    Kalemine sağlık kardeşim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir