Toplumsal hayatta “meslek eğitimi” adı altında sunulan bir mekanizma olan MESEM, kulağa hoş gelebilir: Gençlere erken yaşta meslek kazandırmak, iş hayatına hazırlamak… Ancak somut gerçekler, bu sistemin çocuk, genç ve genç yetişkinlerin geleceğini inşa etmekten çok; onları ucuz, güvencesiz iş gücüne dönüştürme aracı olduğuna işaret ediyor.
1. Eğitim Hakkının Gölgesinde İş Gücü Sömürüsü
MESEM, resmi olarak 14 yaşını doldurmuş ortaokul mezunu çocukları alıyor; ancak sisteme kayıtlı öğrencilerin çoğunun haftada 4 gün işletmede, yalnızca 1 gün okulda olması öngörülüyor. Bu, çocukların genel ve kültürel eğitim hakkından büyük ölçüde mahrum bırakılması demek. Teorik derslerin yerine işyerinde çalışma geçirilmesi ise “eğitim” adı altında “ucuz emek” üretiminin meşrulaştırılması demek.
Her çocuk, eşit, parasız, bilimsel ve laik bir eğitim hakkına sahipken, MESEM bu hakkı yaşam şartlarının, sermaye çıkarlarının ve devlet–işveren düzeninin esiri hâline getiriyor. Bu da, çocukların — hem zihinsel hem toplumsal hem de fiziksel — gelişim süreçlerini baltalıyor.
2. Denetimsizlik, Güvensizlik ve Ölüm Riski
MESEM çerçevesinde staj/çıraklık adı altında sanayi, inşaat, atölye gibi tehlikeli iş kollarında çalıştırılan çocuk sayısı az değil. Ne var ki, bu çocuklar çoğu kez yeterli denetim, uygun iş güvenliği tedbiri ve koruyucu önlemler olmadan çalıştırılıyor.
Gerçekten de, raporlar; MESEM’e kayıtlı öğrenciler arasında ölümcül iş kazalarının, iş cinayetlerinin yaşandığını ortaya koyuyor. Bu trajik sonuç, “eğitim” adı altında çocukların hayatlarının hiçe sayıldığını gösteriyor.
3. Eşitsizlik, Sınıfsal Ayrım ve “Alt Sınıfların Çocukları” Paradigması
Bir başka kritik nokta: MESEM’e giren çocukların büyük bölümü yoksul, görece dezavantajlı ailelerden geliyor. Zengin–üst gelir grubunun, patron ve yönetici ailelerin çocuklarının MESEM sistemine katılmaması, sistemin aslında alt sınıfların çocuklarını iş gücüne kazandırma projesi olduğunu gösteriyor.
Bu durum, toplumsal eşitlik ve adalet iddiasıyla çelişiyor: Eğitim, normalde herkese eşit sunulmalı; ama MESEM’le çocuklar, ekonomik baskılar ve toplumsal sınıf farkları nedeniyle erken yaşta sömürüye katılıyor.
4. Çocukluk, Gençlik ve Geleceğe Dair Umutların Çalınması
Çocukluk ve gençlik dönemleri, yalnızca mesleki beceri kazanılacak bir zaman değil; aynı zamanda kişilik gelişimi, akademik eğitim, toplumsal farkındalık, hayal kurma ve planlama için değerli bir dönem. MESEM; formel eğitimden, kültürel ve entelektüel gelişimden uzak, yoğun iş temposuyla — fiziksel yorgunluk, stres, sağlıksız çalışma koşullarıyla — çocukları erken yaşta “üretim aracı” hâline getiriyor.
Sonuç: MESEM, çocuklara sömürü kestirip, hayallerini, eğitim haklarını ve hatta — ürkütücü şekilde — hayatlarını çalan bir sistem gibi duruyor.
Neden Yeniden Düşünülmeli?
Çünkü eğitim — yalnızca meslek değil — bir hak; çocukların bedensel, zihinsel ve toplumsal gelişiminin temeli.
Çünkü hiçbir meslek, çocuğun canı kadar değerli olamaz; iş kazası, ölüm, ceza–denetimsizlik riski kabul edilemez.
Çünkü toplumsal eşitlik ve adalet, yoksul ailelerin çocuklarının “ucuz iş gücü” olarak görülmesiyle sağlanamaz.
Çünkü çocukluk dönemini “erken istihdam” aracı hâline getirmek, hem bireyin hem toplumun geleceğini karartır.
Sonuç: MESEM’i Değil, Gerçek Bir Hak Temelli Eğitim Modelini Savunalım
Çocuklarımızı, henüz çocuk iken işyerlerine sürmek; onların ruhî, fiziksel ve toplumsal gelişimlerini riske atmak; onları “ucuz iş gücü” olarak pazarlamak değil, aksine:
Her türlü çocuk – genç için eşit, bilimsel, laik, güvenli ve ücretsiz bir temel eğitim hakkı sağlanmalı;
Meslek eğitimi, ancak bu temel eğitimden sonra — gelişimlerini tamamlamış, bilinçli, istekli gençlerle — yapılmalı;
İş güvenliği, hak temelli denetimler, toplumsal sorumluluk öncelikle çocukların korunması göz önüne alınarak düzenlenmeli;
Ve asla: “Ucuz iş gücü, sömürü, kârʼ” değil; “gelecek, insan hakları, çocuk hakları, eşitlik” öncelenmeli.
Çünkü MESEM; adı “mesleki eğitim” olsa da, gerçekte çocuklarımızın hayatlarına, umutlarına, eğitim haklarına, geleceğe dair hayallerine — ağır bir ipotek koyuyor. Bu ipoteği kaldırmadan, ne gerçek mesleki eğitim mümkündür ne de adil, insani bir gelecek.
AsHaberAdana.Com ~ Adana'da Haberin Merkezi Adana Gündem – Adana Haberleri – Adana Büyükşehir Haberleri – Adana Haber Ajansı – Adana Gazetesi – As Haber Adana