Her gün bir annenin gözyaşı düşüyor toprağa, bir babanın omuzları çöküyor çaresizlikten.
Çocuklarımız…
Geleceğimiz…
Sessizce kayıp gidiyor ellerimizden.
Uyuşturucu, artık yalnızca bir sokak meselesi değil; toplumun en derin yerlerine kadar sirayet eden bir çöküş, bir yangın adeta bir çığlık haline geldi.
UYUŞTURUCU;
Çocuklarımızı çalan sessiz katil, bir nesli çökerten en büyük sorun!
Maalesef ki aileler perişan…
Bir zamanlar umutla büyüttükleri çocuklarının gözlerindeki ışığın sönüşünü izlemek, anlatılabilecek bir acı değil.
Uyuşturucu kullanan gençler, kısa sürede sadece maddeye değil karanlığa da bağımlı hale geliyor. Ve karanlığın içinden çıkış yolu bulamayan birçok genç, bu kez satıcılık ağlarının içine itiliyor.
Bir sarmal yumağı gibi, maddeyi bulmak için, maddeyi satmak!
Bu kısır döngü, toplumun vicdanını kanatan en büyük yaralardan biri haline geldi.
Bugün sokaklarda, okulların çevresinde, parkların köşelerinde dolaşan bu tehlike, sadece o maddeyi kullanan gençleri değil; tüm toplumu tehdit ediyor.
Aileler, çocuklarını korumak için etraflarına duvar örmeye çalışıyor ama duvarlar ne kadar yükselirse yükselsin, tehlikenin kapıyı çalması an meselesi…
Asıl soru şu: Bu çocuklar neden bu uçuruma sürükleniyor?
Umutsuzluk mu, işsizlik mi, sevgisizlik mi, yanlış arkadaş çevresi mi, aile içi çatışmalar mı, toplum baskısı mı?…
Aslında çoğunun temelinde çok daha derin bir mesele yatıyor:
“Görülmemek.”
Birçok genç, kendini duyuracak bir kanal bulamayınca sessizce bir çıkış arıyor. Ve o çıkış yolu, en kolay bulunan ama en tehlikeli olan madde bağımlılığına dönüşüyor.
Uyuşturucu ile mücadele yalnızca polisiye tedbirlerle değil, sosyal politikalarla, eğitimle, aile desteğiyle, mahalle dayanışmasıyla yürütülmeli.
El ele omuz omuza mücadele edilmeli.
Bir çocuğu uyuşturucudan kurtarmak, aslında bir toplumu karanlıktan kurtarmaktır.
Çünkü her gencin gözünde bir ülkenin geleceği saklıdır.
Bugün kaybettiğimiz her çocuk, yarın kaybedeceğimiz bir umut demektir.
Bu yüzden mesele, çağımızın en büyük sorunudur.
Sessiz kalmak, görmezden gelmek ya da kader deyip geçmek artık hiç kimsenin hakkı değildir.
Hepimizin kapısını bir gün çalınabilir ve içeriye giren o acı gerçekle yüzleşmek zorunda kalabiliriz.
Birlikte topyekün savaş vermeliyiz,
Geleceği kurtarmak, önce çocuklarımızı kurtarmaktan geçiyor.
Ve bu mücadelede en güçlü silahımız sevgi, dayanışma ve farkındalık.
AsHaberAdana.Com ~ Adana'da Haberin Merkezi Adana Gündem – Adana Haberleri – Adana Büyükşehir Haberleri – Adana Haber Ajansı – Adana Gazetesi – As Haber Adana