hüseyin evgin

Cumhuriyet’in Kadınları: Emek Cephesinde Görünmeyen Direniş

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir asırlık hikâyesi, çoğu zaman inkılaplar, devlet adamları, ekonomik dönüşümler üzerinden anlatılır. Oysa bu hikâyenin sessiz ama en güçlü aktörlerinden biri hep aynı kaldı: Kadın emekçiler. Fabrikanın ağır kokusunda, hastanenin neon ışıkları altında, çağrı merkezinin dijital uğultusunda ve ev içi emeğin görünmeyen dünyasında kadınlar, Cumhuriyet’in gerçek taşıyıcı kolonları oldular. Ancak bu kolonların sesini en az duyan yine Cumhuriyet’in kendisi oldu.
Erken Cumhuriyet Döneminin Çelişkisi: Haklar Var, Erişim Yok
Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında kadınlara tanınan siyasi ve hukuki haklar, dönemin koşulları düşünüldüğünde devrim niteliğindeydi. Ne var ki bu devrim, çalışma hayatına ve sendikal alana aynı hızla yansımadı. Yasalar “eşitlik” yazarken, fabrikalar “uygulama” demiyordu. Kadınlar, işgücüne katılım oranı düşük tutulmuş, toplumsal cinsiyet rolleriyle ev içine sıkıştırılmış, kamusal alana çıkışları ise sürekli sınırlanmıştı.
Bugün hâlâ devam eden temel çelişki tam da burada yatıyor: Hukuki eşitlik ile toplumsal gerçeklik arasındaki uçurum.
Sendikal Alanda Kadının Yokluğu: Yapısal Bir Sorun
Türkiye’de sendikal mücadele uzun yıllardır erkek egemen bir yapının içinde şekillendi. Fabrika önünde direnen kadın vardı, grev çadırında nöbet tutan kadın vardı; ancak sendikanın karar masasında çoğu zaman bir “boş sandalye” vardı. Bu boşluk, yalnızca temsil eksikliği değil, aynı zamanda tarihsel bir adaletsizliğin kurumsal hâliydi.
Kadın işçilerin sendikalarda düşük temsil oranı, sadece bireysel tercihlerle açıklanamaz. Mesele yapısal:
Kadınların yoğunlaştığı sektörler daha güvencesiz.
Çalışma saatleri parçalı ve düzensiz.
Ev içi bakım yükü hâlâ orantısız.
Kayıt dışılık kadın emeğini görünmez kılıyor.
Taciz, mobbing ve ücret eşitsizliği sendikal örgütlenmeyi zorlaştırıyor.
Bu tabloyu görmeden “neden kadınlar sendikalara katılmıyor?” diye sormak, meselenin özünü kaçırmaktır.
Politik Gerçeklik: Kadın Emeği Krizin En Derininde
Türkiye’de ekonomik krizler, işsizliği ve güvencesizliği artırırken ilk darbeyi alanlar yine kadınlar oluyor. Çünkü kadın emeği, hâlâ “yedek işgücü” mantığıyla görülüyor. Ne zaman maliyetler düşürülmek istense, ilk gözden çıkarılan onların iş güvencesi oluyor.
Dolayısıyla bugün kadın işçilerin sendikal mücadelesi, salt bir ücret meselesi değildir; ekonomik bir var olma meselesidir.
Ve bu mücadele politik bir zeminden ayrı düşünülemez.
Duygusal Gerçek: Bu Mücadele Yalnızca Ekonomik Değil, Varoluşsal
Kadın işçiler için sendikal süreç bazen bir toplu sözleşme maddesinden ibaret değildir. Evde şiddet gören bir kadının sendika aracılığıyla dayanışma bulmasıdır. Çocuğunun bakımını düşündüğü için gece vardiyasına kalmak zorunda kalan bir annenin, “Kadın komitesi” sayesinde sesini duyurabilmesidir. Atölyede maruz kaldığı tacizi dile getirdiğinde yalnız kalmayacağını bilmesidir.
Yani kadın işçiler için sendikal örgütlenme, yalnızlıktan kurtulmanın adıdır.
Bu yüzden üzerinde konuşulan yalnızca “çalışma koşulları” değil; onur, güvenlik ve dayanışmadır.
Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılı: Kadınsız Sendikal Dönüşüm Olmaz
Bugün Türkiye, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına adım atarken, sendikal hareketin kaderi kadınların sendikal alanda güçlenmesinden bağımsız düşünülemez. Çünkü kadınlar örgütlendiğinde yalnızca kendi hakları için değil, bütün bir sınıfın geleceği için örgütleniyor. Onların mücadelesi daha kapsayıcı, daha demokratik ve daha dirençli bir sendikal yapılanmayı beraberinde getiriyor.
Son söz şu olsun:
Kadın işçiler, Cumhuriyet’in gölgesinde değil; onun aydınlık yüzünde hak ettikleri yeri almadıkça, emek mücadelesi tam olmayacak.
Ve bu mücadele, yalnızca ekonomik değil; tarihsel, politik ve derinlikli bir adalet arayışı olmaya devam edecek.

Bunları da Okuyabilirsiniz

MHP Seyhan İlçe Başkanlığından “Seyhan’da 100 Bin” Hedefi Doğrultusunda Toplu Katılım Töreni

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Seyhan İlçe Başkanlığı tarafından, “Seyhan’da 100 Bin” hedefi kapsamında ilçe teşkilat …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir