hüseyin evgin

10 Kasım: Sönmeyen Işığın İzinde

Saatler 09.05’i gösterdiğinde Türkiye’de hayat durur. Her yıl olduğu gibi bu yıl da aynı sessizlik, aynı saygı, aynı hüzün… Çünkü o anda yalnızca bir insanı değil, bir devrimi, bir fikri, bir umudu anıyoruz: Mustafa Kemal Atatürk’ü.
Atatürk, 10 Kasım 1938’de aramızdan ayrıldı ama aslında hiç gitmedi. Onun yaktığı ışık, bir milletin karanlıktan aydınlığa çıkışının sembolü olarak hâlâ yolumuzu aydınlatıyor. O ışık, her sınıfta bir öğrencinin gözlerinde, her tarlada alın teriyle çalışan bir çiftçinin yüreğinde, her laboratuvarda geleceği inşa eden bir gencin umudunda yaşamaya devam ediyor.
Bazı liderler sadece yaşadıkları dönemi değiştirir. Atatürk ise geleceği şekillendirenlerdendi. “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; düşünmenin, sorgulamanın, ilerlemenin simgesidir. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanırken, eğitimi herkes için ulaşılabilir kılarken, bilimi ve sanatı yüceltirken bir ülkenin kaderini yeniden yazdı.
Bugün bizlere düşen, o ışığı söndürmeden geleceğe taşımaktır. Atatürk’ü anmak, sadece 10 Kasım’da saygı duruşunda bulunmakla sınırlı değildir; onun düşüncelerini yaşatmak, aklın ve bilimin yolundan yürümek, “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine sahip çıkmaktır.
Aramızdan ayrılışının üzerinden 87 yıl geçse de her 10 Kasım’da aynı duyguyla söylüyoruz:
“Sen ebediyen kalbimizdesin, Atam.”

Bunları da Okuyabilirsiniz

Önder Aksakal: PKK Elebaşının Ayağına Gitmek Hukuk Devletinde Kabul Edilemez!

Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında, terörle mücadelede taviz …

One comment

  1. Ölmedin ki yas tutalım
    bizimkisi yokluğuna hasret🥹

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir